Edvard Munch – Çığlık
1863-1944 – Norveç
‘Çığlık’, korkan, umutsuz ve karamsar bir insanın yüzüne verdiği ifadedeki mükemmelliğiyle dikkat çeker. Doğanın çığlığı olarak da anılan eserde ressam, gün batımı esnasında, trabzanlara yaslanmış insanın, doğanın sesini duyduğu andaki ifadesini resmeder. Munch, bu en tanınmış tablosunda hayat, aşk, korku, ölüm ve melankoli gibi ögeleri anlatır. Dışavurumculuk akımının adeta tanımını yapan bir eserdir.
(Dışavurumculuk, iç dünyayı, insanın ruhsal durumunu anlatmaya çalışan, dış dünyadan, dış görünüşlerden çok yaşamın iç gerçeğini vermek isteyen, iç yaşantının önemli olduğunu ve bunu dışa yansıtmak gerektiğini öne süren sanat akımı.)
Leonardo Da Vinci – Mona Lisa
1452-1519 – İtalya
Leonardo Da Vinci’nin bu eseri belki de dünyanın en ünlü tablosudur. Resim, oldukça popüler olmasına rağmen konusu hala tam olarak bilinmiyor. Araştırmacılar fotoğraftaki kadının, Floransa’da varlıklı bir ailenin üyesi olan Lisa Gherardini olduğuna inanıyorlar. İddialara göre Leonardo da Vinci’nin babasıyla Lisa Gherardini’nin babası arkadaştır ve Leonardo da Vinci bu resim için özel olarak görevlendirilmiştir. Portrede oturur halde görünen Lisa Gherardini sfumoto tekniğiyle (renk ve tonlar arasında yumuşak geçişleri sağlayan gölgeleme yöntemi) resmedilmiştir.
Jan Van Eyck – Arnolfinin’nin Evlenmesi
1389-1441 – Hollanda
Sanatçının bu resmi tarihi açıdan da bir ilk olma özelliğine sahip. Bu tablo, evlenme anının resmedilmesi nedeniyle, bir nevi ‘evlilik cüzdanı’ niteliğinde. Eseri bu kadar önemli kılan detay ise ayna. Duvardaki ayna, müthiş bir akis tekniğiyle anı derinleştirmek için kullanılmış. Aynaya dikkatlice bakıldığında, Van Eyck’ın da resmin içinde olduğu görülür.
İnci Küpeli Kız – Johannes Vermeer
1632-1675 – Hollanda
İnci Küpeli Kız Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in başyapıtlarından biri olan tablodur. Adından anlaşılacağı gibi odak noktası bir inci küpedir. Kimi zaman “kuzeyin Mona Lisa‘sı” ya da “Hollandalı Mona Lisa” olarak adlandırılır. Genel olarak Vermeer ve tabloları hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Tabloda resmedilen kızın hayal ürünü değil de gerçek bir model olduğu ve kızı ya da bir yakını olduğu düşünülmektedir.
Gustav Klimt – The Kiss
1862-1918 – Avusturya
Tabloda, çizgiler ve dekoratif süslemeler dikkat çeker. Kadın ve erkeğin dünyasındaki farklılığa dikkat çeken ressam, kadını çiçekler arasında tıpkı bir ilkbahar gibi resmederken, erkeği daha sert çizgiler ve geometrik desenlerle yansıtır. Kadın ne kadar kırılgan ve yumuşaksa, erkek o denli sert ve nettir.
Osman Hamdi Bey – Kaplumbağa Terbiyecisi
1906 – İstanbul
Osman Hamdi Bey’in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde yorumlanmıştır. Kaplumbağaların esin kaynağının, Lâle Devri’ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür.
Leonardo da Vinci – Son Yemek
15. Yüzyıl – İtalya
Son Akşam Yemeği ya da Son Yemek 15. yüzyılda Milano’da Leonardo da Vinci tarafından Duke Lodovico Sforza’nın isteği üzerine yapılmış fresktir. Hıristiyan inanışına göre, İsa Mesih’in Romalı askerlerce tutuklanmasından bir gün önce Havarileriyle yediği son akşam yemeğini ifade eder.
Son Akşam Yemeği, Rönesans ressamlarınca çokca işlenen bir konu olmuştur. Bu eserlerin içinde en bilineni Leonardo da Vinci’nin yaptığı resimdir. Resim, Milano yakınlarındaki Santa Maria Dele Grazie’nin duvarına yapılmış ve bu gün oldukça yıpranmıştır. Leonardo’nun Mona Lisa’dan sonra en ünlü eseridir.
Raffaello Sanzio – Atina Okulu (School of Athens)
1483-1520 – İtalya
Raffaello, ilk çağın anıtsal mimarisi içinde bir yanda idealist Platon’u öte yanda realist Aristo’yu resimlemiştir. Felsefi inançlarına paralel olarak Platon göğü, Aristo yeri gösterir. Ayrıca resimde Öklid’den, Diyojen’e kadar pek çok ilk çağ filozofu ve matematikçisi de yer almıştır. Mekâna yerleştirilen ana figürlerden olan Platon ve Aristo’nun etrafında bulunan diğer filozof ve bilim adamlarıyla kalabalık bir görünüm izlenmektedir. Platon figürü için uzun sakallarıyla Leonardo da Vinci, ön plandaki basamaklardan birinde kolunu mermer bir bloğa dayayarak oturmuş matematikçi Heraklitos için ise Michelangelo modellik yapmıştır. Raffaello’nun kendisi ise basamakların altında en sağda resmin dışına bakmaktadır.
Salvador Dali – Belleğin Azmi
1931 – İspanya
Gerçeküstücü tablo eriyen cep saatlerini konu almaktadır. Bu, Dalí’nin o yıllardaki ‘yumuşaklık’ ve ‘sertlik’ anlayışına ışık tutmaktadır. Tablonun ortasında “canavar” biçiminde bir insan figürü gözlenebilmektedir. Dalí’nin birçok yapıtında kullandığı bu nesne, sanatçının kendini betimlemesi olarak da algılanmaktadır. Resmin sol alt köşesindeki turuncu saat karıncalarla kaplanmıştır.
Van Gogh – Yıldızlı Gece
1889 – Hollanda
Yıldızlı Gece (De Sterrennacht), Hollandalı ressam V. W. van Gogh tarafından yapılan bir yağlıboya tablo. Ressam, tabloda Fransa’da kaldığı odanın penceresinden Saint-Rémy-de-Provence köyünün gece veya sabaha karşı (yazının devamında değineceğim) görünüşünü resmetmektedir.