Deniz mevsimi yavaş yavaş biterken yerini yağmurlu manzaralar almaya başladı bile. Eğer siz de yazın bunaltıcı sıcaklarından rahatsız olanlardansanız, bugünlerde sonbaharın gülen yüzünü görmekten mutlu olduğunuzu varsayabiliriz. Üstelik rengarenk yaprakların mevsimi olan sonbaharda güzel bir kahve eşliğinde kitap okumanın tadı bir başka!
Bu konuda bize katılıyorsanız, sizin için güzel bir haberimiz var: Bugün size sonbaharın sakin ve dinlendirici ruhuna uygun bir kitap listesi hazırladık. Bu kitapların bir diğer ortak özelliği ise hepsinin kitap eleştirmenleri ve okuyuculardan tam not almış olması. İşte kitap kurtları için mevsimin keyfini doyasıya çıkarmayı sağlayacak 5 farklı kitap önerisi…
1. Çavdar Tarlasında Çocuklar
Jerome David Salinger’in ait Çavdar Tarlasında Çocuklar romanı, New York’lu bir ailenin ergenlik çağındaki oğlu Holden Caulfield’in yetişkin dünyasına dair tespitlerini ve masumiyet arayışını konu alıyor. Bu isyankar çocuğun bir Noel öncesi başından geçenleri anlatan romanın dünya edebiyatında adeta bir efsane haline geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Coşkun Yerli tarafından Türkçeye çevrilen Çavdar Tarlasında Çocuklar, Yapı Kredi Yayınları imzası taşıyor. Kimi zaman iç burkan detayların yer aldığı, ancak son derece keyifli bir roman olan Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı bir solukta okuyacağınıza eminiz.
2. Anayurt Oteli
Cumhuriyet dönemi yazarlarımızdan Yusuf Atılgan’ın unutulmaz romanı Anayurt Oteli, hikayenin tek bir karakter üzerine kurulduğu bir diğer kitap önerimiz. Atılgan’ın toplumun adeta bir portresini çizdiği Anayurt Oteli’nde otelin işletmecisi Zebercet’in yaşamı konu edilmiştir. Toplum içinde bireyin iletişimsizlik sorunları, sıradan hayatı ve yalnızlığının son derece etkileyici bir biçimde işlendiği kitapta sık sık iç gözlem tekniklerine rastlayabilmeniz mümkün.
Herkesin kendi yaşamından bir parça bulabileceği Anayurt Oteli, özellikle insan psikolojisi ve sosyoloji alanlarına ilgi duyanlar için mutlaka okunması gereken bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Zebercet’in hayatını okurken aslında çok tanıdığınız hayatlara ışık tutan bu kitabın başucu kitabınız olmaya aday olduğunu da söylemiş olalım.
3. Vişne Bahçesi
Rus edebiyatının ve modern öykücülüğün en önemli isimlerinden Anton Çehov’un Vişne Bahçesi adlı eserinde, 19. yüzyılın sonlarını yaşayan Rusya’daki toplumsal, siyasi ve ekonomik değişimler ele alınıyor. Çiftlik sahibi aristokrat bir ailenin sanayileşme dönemindeki Rusya’da yaşanan büyük dönüşümlerle yüzleşememesi sonucunda yaşadığı dramın konu edildiği Vişne Bahçesi, oldukça doğal ve yalın anlatımı ile ön plana çıkıyor.
Bunlara ek olarak, toplumsal değişimlerin insanlar üzerindeki etkilerini dile getiren Vişne Bahçesi adlı eserin 1904 yılında Moskova Sanat Tiyatrosu’nda Stanislavski tarafından sahnelendiğini de belirtmeden geçmeyelim. Türk yazar, şair ve çevirmen Ataol Behramoğlu tarafından Türkçeye çevrilen bu kitabı büyük bir keyifle okuyacağınızı garanti ederiz.
4. Satranç
Stefan Zweig tarafından kaleme alınan Satranç adlı eserde, eline geçen bir kitap sayesinde satrancın inceliklerini öğrenerek bu oyunu bir tutku haline getiren Dr. B’nin öyküsü anlatılmaktadır. Vişne Bahçesi, Zweig’in hayata gözlerini yummadan önce yazdığı son kitap olma özelliği de taşımaktadır. En çok okunan kitaplar arasında bulunan Satranç’ın bu denli ilgi çekmesinde elbette yazarın psikoloji alanındaki geniş birikimini eserlerine ustaca yansıtabilmesinin etkisi büyük.
5. Kırmızı Pazartesi
Kolombiyalı usta yazar Gabriel García Márquez’in elinden çıkıp hayat bulan ve 1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülü ile başarısı taçlandırılan Kırmızı Pazartesi adlı roman, okuyucusuyla ilk buluştuğu yıllarda oldukça sarsıcı etkiler yaratmıştır. Yazarın çocukluk yıllarını geçirdiği kasabada yaşanmış bir namus cinayetini konu alan romanda cinayetin arka planı ve toplumun ortak davranış biçimleri etkileyici bir dille ele alınıyor.